Engels Genç Hegel’cileri çizmiş; Soldan sağa: Arnold Ruge , Ludwig Bühl , Carl Nauwerck , Bruno Bauer , Otto Wigand, Edgar Bauer , Max Stirner , Eduard Meyen , üç bilinmeyen kişi, Karl Friedrich Köppen .
Ein Genie à la mode- Modaya uygun dahi
Ein Dümkopf à la mode- Modaya uygun aptal
Aslında ikisi de hicivle çizilmiş. İlki döneminin popüler olan, belki de övgüye değer görülen entelektüel veya sosyal figürlerine alaycı bir gönderme. İkincisi ise zamanın modası gereği öne çıkan ancak aslında aptal veya değersiz olarak görülen figürlere bir göndermede bulunuyor
Engels beste yapmaya çalıştığını, notaları mektupla gönderip, çalınmasını istediğini ve müzik dersleri almaya da devam ettiği bir dönem de geçiriyor. “Ayrıca size şunu da söylemek isterim ki, artık beste yapmaya başladım ve korolar üzerinde çalışıyorum. Ama bu çok zor. Ölçü, diyez ve akorlar insana çok zorluk çıkarıyor. Henüz çok ilerlemedim ama size bir örnek gönderiyorum. Ein’ feste Burg ist unser Gott’un ilk iki dizesi.
Henüz iki sesten fazlası için bunu başaramadım, dört ses için hala çok zor. Umarım notalarda herhangi bir hata yapmamışımdır, bu yüzden bir ara çalmayı deneyin.”
Kardeşi’ne yazdığı bir diğer mektuptan;
Biliyorsunuz müzik bestelemek zor bir şey, pek çok farklı şeye dikkat etmeniz gerekiyor, akorların uyumu, kontrpuanın doğru kullanımı, tüm bunlar çok fazla çalışma gerektiriyor. Ama yakında sana başka bir şey göndermeye çalışacağım . Şimdi yeni bir koral bestelemekle meşgulüm. Burada vokal kısmı bas ve soprano arasında . Şuna bak;
Notlarda verilen metninin tercümesi aşağıdadır :
– Kendinizi sevgi ve şarapla lehimleyen arkadaşlar,
Buluştuğumuzda hep bu şarkıyı söyleriz.
Aramızdaki birlik sonsuza kadar sürecek: Tanrı bizi birleştirdi.
Bu tanrının yaktığı ateşi koruyun. (Goethe’nin “Bundeslied” adlı eserinin ilk kıtası , besteci Reichardt tarafından bestelenmiştir). Ed.
Resimlerin altında şu başlıklar var (soldan sağa): Weltschmerz (Dünya Acısı), Moderne Zerrissenheit (Modern Yıkım), Kölner Wirren (Köln Sorunları), Der Noble, Moderne Materialismus (Soylu Modern Materyalizm ), Fraueneraiancipation ( Özgürleşen Kadınlar ), Zeitgeist (Zamanın Ruhu), Emancipation des Fleisches (Bedenin kurtuluşu)
Max Stirner. Friedrich Engels tarafından yapılmış portre çizimi. John Henry Mackay’in “Max Stirner” (Schuster, Loeffler & Co., Berlin) eserinden.. Engels’in portre denemeleri, karikatürleri, gazetelerde sık sık kullanılıyor.
Postacı: Sayın Konsolos, mektup! Konsolos Leupold: Evet, güzel. Engels: Benim için hiçbir şey yok mu? Postacı: Hayır, hiçbir şey.
Friederich Greber’e , 20 OCAK 1839 “İşte sizi, yani mektuplarınızı nasıl beklediğimi açıkça gösterecek halk kitapları tarzında bir gravür”
“Burada hamağıma ve orada nasıl yatıp puro içtiğime bir göz atabilirsiniz.” Janheim’e bir mektubundan. Engels mektuplarında sürekli olarak, insanların nasıl göründüğünden, saç stillerinin nasıl olduğuna kadar çizerek mektuplarını görsel betimlemelerle de yazıyordu.
(Ekşi bir şarap alan eski bir şarap uzmanı Bu da ekşi şarabı satın aldığı seyyar satıcı.) Ayrıca buradaki gençlerin saçlarını nasıl taradıklarını gösteren bir resim de çizeceğim.
Kardeşine: Sen bana bir kuş bahçesi çizdiğin için, ben de sana ofis penceresinden görülen bir kilise çiziyorum. Bremen’de bir kilise.
(Hedwig, Rudolf’un elbisesini giyiyor ve Rudolf da Hedwig’in elbisesini giyiyor; her ikisi de birbirine bağladıkları maskeler takıyor. Sonra, herkes birbiri ardına çok komik giyinmiş olarak içeri giriyor.)
Resimlerin altında şu başlıklar bulunmaktadır (soldan sağa): Gemeincheit (Kabalık); Eine Karrikatur von Goethe (Goethe’nin Karikatürü); L’ homme (Adam); K. Gutzkow (K. Gutsnov); (Kraliyet Prusya askeri); Nichts (Hiçbir şey).
“Göçmenlerin Amerika’ya taşındığı gemileri ziyaret ettim. Orta güvertede kalabalıklar. Bu, tüm gemi kadar geniş ve uzun, altı sıra halinde düzenlenmiş ranzaların (yatak adı verilen) ve bunların üstünde altı tane daha bulunan geniş bir odadır . Hepsi orada yatıyor – erkekler, kadınlar ve çocuklar ve özellikle deniz tutmasının başladığı ilk günlerde 200’e kadar kişinin tıka basa dolu olduğu bu havasız odanın ne kadar berbat olduğunu tahmin edebilirsiniz. Orada boğulabileceğiniz kadar hava var.” Maria’ya bir mektubundan. Bu Bremerhaven’ın bir taslağı.
Engels çizim ile betimlemelerini “İngiltere’de Emekçi Sınıfların Durumu” kitabında da sürdürüyor aynı zamanda.
Engels Bremen’de yaşarken mektuplar yoluyla gazetelere günlük yazılar, şiirler, makaleler gönderiyor, hicivli karikatürler çiziyor, aynı zamanda şiir çevirileri yapıyordu.
Engels’in gazetede yayınlanan ilk yazısı olan “Wuppental Mektupları” Bremen ve Elberfeld’de geniş yankılar uyandırmıştı örneğin. Burjuvazinin bu “Mektuplara” karşı tutumunu yansıtan, tutucu gazete Elberfelder Zeitung, Alman burjuvazisi ve kilise çevrelerinin gericilik ve yobazlığını teşhir eden “Mektuplara” saldırıyordu..
Engels hiciv dolu bir şiirinde şöyle cevaplamıştı;
“Sayın Bremen Postası,
Arkadaşlar, sizi şehirde maskara ettiysem
Lütfen kızmayınız, darılmayınız.
Ve halkın çürüklüğü besbelli şeylerle daima
Dalga geçmeye eğilimli olduğunu unutmayınız.
Parlak günleriniz handiyse bitiyordu son üç ayda,
Sizse tırıs tırıs gidiyordunuz bildiğiniz yolda.
Söylememeniz gereken şeyler yumurtluyordunuz,
Bunu sonradan aklınıza gelen düşünceleri
beslemek için mi yapıyordunuz?
Şiirlerim bana öyle pek fazla bir zahmet vermedi;
Yük hayvanı işiydi ya neyse,
hemen tümüyle yapıldı bitti.
Makalelerinizi okudum ve parodiler yazdım onlara,
Şiir konularını sizden esinlenerek seçtim daima.
Yalnızca kafiye ve ritimden izole ediniz,
geriye kalan imge sizsiniz.
Öfkeden kudurunuz istediğiniz kadar!
Fakat şimdilik bu kadarıyla kanaat ediniz.”
Ve bir diğeri;
Fritz Graeber’e mektubundan
II
Seminole konuşuyor:
“Marx’ların küçük kızı Tussy, Engels’in her mektubunun Marx ailesinde birlikte ve adeta törenle ve sanki Engels de ordaymış ve konuşuyormuş gibi okunduğunu, mektubu yüksek sesle okuyan Marx’ın Engels’in mektuptaki her esprisine kahkalarla güldüğünü, Marx’ın sık sık mektubu yüksek sesle okumayı kesip sanki Engels karşısındaymış gibi onunla konuştuğunu, daha önce Engels’e yazmış olduğu bir görüşüne Engels’in katıldığını görünce çocuk gibi sevindiğini, Engels’in mektubunda nadiren katılmadığı bir yan olduğunda ise yine Engels karşısındaymış gibi onunla hararetle tartışmaya giriştiğini, anlatır.
Bu tabloyu gözümüzde canlandırarak, Marx ve Engels’in her ikisinin de bağımsız varlık ve kişiliklerini koruyarak, her birinin kurucu emeklerinin birbirinin adeta “alter ego”su olacak kadar birbirine içerili olduğunu görebiliriz.” Fuat Yücel Filizler- Engels ve Marx-Engels yazısından.
Yazıya buradan ulaşabilirsiniz;
https://medium.com/@fuatfilizler/engels-ve-marx-engels-fe7d420efecc