Endüstriyel Hastalık #1 – Silikozis-1937
Donato Rico’nun baskısındaki yüzün yakın çekimi, konunun gergin cildi ve iskelet yapısını vurgulayan keskin, köşeli çizgilerle çizerek, bir maden tünelinde klostrofobi hissini yansıttı.
Silikoz, silika tozunu solunmasından kaynaklanan bir solunum yolu hastalığıdır; bu, madencilik süreçlerinde hava yoluyla bulaşan çoğu kayada yaygın olan doğal olarak oluşan bir kristaldir. Silika tozu akciğerlerde şişmeye neden olur ve bu da hastanın nefes almakta zorlanmasına neden olur.
İş Kazası-1938
Sel felaketinden etkilenenler
İş yerinde öğlen molasında oyun- 1938
Çalışan işçiler ve seyirciler- 1939
Günün sonu- 1935
Donato Francisco Rico II (1912 – 1985)
Donato Francisco Rico II (kısaca Don Rico), grafik sanatçısı, çizgi roman yazarı, editör ve senarist. 20. yüzyılın ortasındaki ABD kültürel dönüşümlerini yansıtan bir geçişe sahiptir: sınıf mücadelesi ve işçi temalı sanattan, popüler kültürün merkezindeki süper kahraman anlatılarına…
Sosyal Gerçekçilik ve İşçi Sınıfı Temsili
Don Rico’nun ilk dönem eserleri, özellikle büyük buhran ile beraber, 1930’ların sonu ve 1940’ların başındaki yaptığı üretimlerinde genellikle: Fabrika işçilerini, emekçilerin gündelik hayatlarını, ekonomik krizi, ezilen ırk ve sınıf mücadelelerini işlerdi.
Don Rico’nun bu çizimleri Kolektif bilinç yaratmayı, işçilerin dayanışmasını ve emeğin görünür kılınmasını amaçlardı.
Marvel ve Popüler Kültür Dünyası: İşçi Sınıfından Süper Kahramanlara
1940’ların sonlarından itibaren Don Rico, çizgi roman dünyasında özellikle Timely Comics (sonradan Marvel Comics olacak) için çalışmaya başlar. Bu dönemde: Captain America, The Human Torch, Sub-Mariner gibi karakterlerin hikâyelerine katkıda bulunur. 1950’lerde Marvel’ın öncülerinden Stan Lee ile birlikte çalışır. Özellikle romantik, korku ve bilim kurgu türlerinde hem yazar hem editör olarak üretir. Bu dönemdeki işleri, artık sınıf mücadelesi ya da sosyal adalet gibi temalardan çok uzak, daha çok tüketim kültürünün yükselişiyle paralel ilerleyen popüler eğlence ürünleri halindedir.
Don Rico’nun kariyerinde gözlemlenen bu geçiş, sadece kişisel bir yolculuk değil, aynı zamanda Amerikan kültüründeki daha geniş çaplı bir dönüşümün aynasıdır: Başlangıçta emekçi sınıfların yaşamını belgeleyen, hatta belki politik bir duyarlılıkla yola çıkan bir sanatçı, zamanla kapitalist kültür endüstrisinin bir parçası olur. Bu geçiş, sanatın araçsallaşması, sermayeleşmesine, popülerleşmesi ve ideolojik olarak da burjuva biçimlere sistematik olarak geçişi işaret ediyor.