İşçi Sınıfı Sanatı

İşçi Sınıfı Sanatı

Komünizmin özgürlük dünyası için…

Kemer ve Duvar- İsmail Demir

1 Mayıs sabahı sınıf bilinçli işçiler ve devrimcilerin gözü İstanbul’dan gelecek haberlerdeydi. Çelik iradeleri ile surlarda delik açma ve Taksim’e ulaşma kararlılığında olanlar ile kendini korumaya çalışan sermaye sınıfı çarpışma halindeydi.

Yüreği kıpır kıpır uykudan uyananlar, sosyal medyadan haberleri karıştırmaya başladıklarında bir fotoğraf düştü önlerine. Romalılar tarafından kentin su ihtiyacını karşılamak için yapılmış ve yıllara meydan okuyan ihtişamıyla Bozdoğan Kemeri. Kemerin önünde polisler, polislerin arkalarında tomalar ve kemerin üzerinde keskin nişancılar.

Kemer ve duvar. Bu iki kelime çıkarsama yapanlar için derin anlamlar ifade edebilirdi. 1 Mayıs sabahı çekilen bu fotoğrafta aslında çok şey anlatıyordu. 1 Mayıs ve Taksim için yapılan hazırlık da belki bunun içindi. Bozdoğan Kemerine yığınak yapıp, oradan geçmeye çalışan işçileri engellemeye çalışanlar karanlığı, çürümüşlüğü ve asalaklığı temsil ederken, o duvarı aşıp Taksime ulaşmaya çalışanlar ise geleceği ve güzel günleri temsil ediyordu.

Son günlerde herkesin dilinde tasarruf tedbirleri var. Tasarruf tedbirlerinin özünü ise işçi sınıfını daha fazla kemer sıkmaya ikna etmek oluşturuyor. Burjuvazi 1 Mayıs sabahı bozdoğan kemerini koruduğunda, krizin yükünü işçi sınıfına ödetmenin daha kolay olacağının farkındaydı. Bütün korkusu buydu ve hazırlığında haklıydı. Eğer karşıda toplananlar bu tarafa geçmeye kalkar veya surlarda gedik açarsa umutlanabilir ve krizin yükünü ödememek için direnebilme cesareti gösterebilirdi.

Bu fotoğraftaki dikkat edilmesi gereken diğer bir önemli nokta da duvar figürüydü. Fotoğraf dolaşıma girer girmez Nazım’ın dizelerini akla getirdi. Nazım şiirinde hiçbir duvarın yıkılamaz ve aşılmaz olmadığını vurguluyordu. Ve bunu içi boş bir inançla değil, bilimi rehber edinip söylüyordu.

Bizim kuvvetimizdeki hız,
ne bir din adamının dumanlı vaadinden,
ne de bir hülyanın gönlü yakısındandır.
O yalnız tarihin o durdurulmaz akışındandır.

diyerek işçi sınıfının karşısına kurulan duvarların yıkılmaya mahkum olduğunu ifade ediyordu.

Burjuvazi duvarlara ne kadar bel bağlarsa bağlasın, kendi köhnemiş karanlığını korumak için ne kadar kuvvet yığarsa yığsın o duvar yıkılmaya mahkumdu. Çünkü Nazımın yine:

“biz bugünün kahramanı,
yarının münadisiyiz.
Biz durmadan akan,
yıkıp yapan akışın çizgilenmiş sesiyiz”

dizelerinde vurguladığı gibi işçi sınıfı o duvarı yıkıp duvarın arkasını da önünü de güzelleştirecek olan sınıftı.

İsmail Demir

Foto: @umuttastan_

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *