Krupp’un Cinleri, 1911
Heinrich Kley (Almanya, 1863-1945)
Uygulamalı sanat eğitimi aldı. İlk dönemki klasik portre, kır ve kent manzaraları, eski savaşlar ve mitolojiye dair tablolarına dikkate değer pek bir şey yoktu. Emperyalist kapitalizm dönüşüm süreci çerçevesinde, özellikle de Almanya’da ve başta Krupp olmak üzere, farkedilmemesi olanaksız dev çaplı tekelci endüstriyel sermaye yoğunlaşması paralelinde, endüstri ressamlığına yöneldi. Almanya’nın epey ünlü endüstri ressamlarından biri oldu. 20. yüzyılın başlarından itibaren popüler dergi ve gazetelerde, Alman sanayini, kurumlarını ve yaşam tarzını hicveden, karikatür, insan davranışlı hayvan resimleri ve fantastik desenler de çizmeye başladı. Özellikle fantastik ve mizahi resim ve illustrasyonları, sonradan Walt Disney’e de esin kaynağı oldu. Giderek görkemli endüstri resimleri ile bu fantastik resimleri iç içe geçmeye başladı. Bu sayfadaki resimlerinin gelişim seyri incelendiğinde, 1890’larda daha ziyade mühendis tasarımlarını andıran endüstri resimlerindeki, yarı-ekspresyonist ve yarı-fantastik dönüşüm de hemen farkedilecektir. Aslında bu devasa sanayi tesis ve süreçlerinin, emek orduları ile birlikte heybeti ve dehşeti, ne kadar fantastikleştirilerek çizilerse, o kadar daha gerçekçi bir atmosfer yaratıyordu.
Endüstri resimlerinde fantastikleşmenin doruk noktası, aynı zamanda en ünlü resmi olan “Krupp’un Şeytanları”dır (1911). Bu büyük yağlı boya tabloda, Krupp’un dev çelik ve makine fabrikasının iç mekanında uzanmış dev canavarlar tasvir edilir. Onların yanında pek cılız kalmış işçiler, bu dev yaratıkları kırmızı-kor erimiş-metal potalarıyla canhıraş biçimde beslemeye çalışırken, devler bu erimiş metal potalarını soğuk Alman birası gibi kafaya dikerler.
Resim, Krupp’un Almanya tekelci ve emperyalist kapitalizmin ve saldırgınlağındaki merkezi rolü bilindiğinde, ilk elde buna dair bir eleştiri olarak algılanabilir. Oysa resmin yapılış amacında, ressamın bilinen tarzıyla kattığı belli bir hiciv ve belirsizlik dışında, ilk elde pek bir eleştirellik yoktur. Ki bu tablo zaten Krupp ailesi tarafından ressama sipariş edilmiş ve hatta Kruppların büyük propaganda aygıtı tarafından şatafatlı sergi salonlarında gururla takdim edilip sergilenmişti. Resimdeki dev canavarlara benzeyen yaratıklar, aslında büyük endüstriyel sermaye ve mali oligarşi tarafından kendi amaçları doğrultusunda çalıştırılan bilimsel-teknoloji, makine ve doğa güçlerinin, metafizikleştirilmiş, bu biçimiyle “Almanya’nın” (ve aslında Krupp’ların) sınai ve askeri şahlanmasına hizmet ve yardım eden evcilleştirilmiş doğa-üstü güçlermiş gibi gösterilir. Dolayısıyla resim, ilk elde, dev çaplı kapitalist endüstriyel güçlerin dehşetine bir eleştiri olmaktan çok, bunlar adına emeğin ve doğanın kontrol altına alınmasına bir övgü, hatta meta-fetişizminin, sermaye fetişizminin doruğudur. Bu fantastiklik içinde, göz seviyesinin işçilerin başının üzerinden fabrikanın heybetli büyüklüğünü ve gözalabildiğine derinliğinin sergilenmesine ayarlanmış olması, işçilerin bu “evcilleştirilmiş doğa güçlerine”, yani sermayeleştirilmiş bilim, teknoloji ve makinelerin basit “besleyicisine”, yani uzantı ve hizmetkarına dönüşmüş olması ise son derece gerçekçidir.
Ancak bu resim tabloda durduğu gibi durmadı. Resmi sipariş eden Krupp’un ve resmi yapan ressamın iradesinden bağımsız olarak, “Krupp’un Cinleri”, o resimdeki vahşice sömürülen ve Krupp’un makine ve karlarına hizmet etmekle görevlendirilmiş “cılız” işçiler tarafından, tam da olması gerektiği gibi Krupp ve dev sermayesinin diktatörlüğünün ta kendisi olarak algılandı, ve onların eleştirisinde kullanıldı. Zaten çok geçmeden, resimde “evcilleştirilmiş doğa üstü güçler”miş gibi görünen üretici güçlerin dev çaplı toplumsallaşmasının, sermaye tahakkümü altında nasıl zıvanadan çıktığı ve bununla çatıştığı da, büyük buhran, emperyalist savaş ve Almanya’da devrimci kriz ve ayaklanmalarla görüldü.