İşçi Sınıfı Sanatı

İşçi Sınıfı Sanatı

Komünizmin özgürlük dünyası için…

Alexander Brodsky ve Ilya Utkin, Kağıt Mimarları

 

Alexander Brodsky ve Ilya Utkin- “Kağıt Mimarları”

Brodsky ve Utkin Sovyetler Birliği’nde 1970-1993 döneminde gelişen  bir tür mimari avangard hareketi olan “Kağıt Mimarları”nın en bilinenleridir. “Kağıt Mimarları”, Kruşçev dönemindeki Destalinizasyon kampanyası çerçevesinde Sovyet Mimarlık Akademisi’nin kapatılmasına ve yerine, aşırı tekdüze, donuk, ruhsuz, seri üretim kent ve bina anlayışının geçirilmesine karşı doğan bir konsept tepki ve eleştiri hareketiydi. Sovyet Mimarlık Akademisinin kapatılması sonraki yıllarda “tasarruf tedbirleri” ile de birleşerek, yeni modern mimari tasarımlara “Stalinist aşırılıklar” diye son verilmiş, tarihsel-kültürel mimari gelenekler ve modern mimari estetik, kentsel çevre ve peysaj düzenlemesi, kent-kır dengesi neredeyse tümden bir yana bırakılarak, kentler ve binalar salt işlevselliğe, maliyet minimizasyonu ve endüstriyel standartizasyona indirgenmişti. Bu değişim aslen sınai emek-gücünün yeniden üretiminin ucuzlatılmasını ve kent-mimari-yaşam-yeniden üretim alanının da kapitalist endüstriyel rasyonalizasyona tabi kılınmasını hedefliyordu.

Buna karşı gelişen “Kağıt Mimarları” hareketi, adından da anlaşılacağı gibi “kağıt üzerinde kalan” ve “imkansız” kent-mimari-peysaj tasarımlarına dayanıyordu. Çünkü bu görülmemiş ve şaşkınlık verici tasarımların mevcut egemen rejim, siyaset, teknoloji ve standart kent-bina anlayışı koşullarında hayata geçme şansı yoktu. Bu koşullarda “Kağıt Mimarları”nın amacı da kağıt üzerinde “imkansız”, alegorik, kurgusal, bilim-kurgusal ve disütopik kent-mimari konsept tasarımlarını toplumsal-eleştirel bir kültür-sanat hareketi haline getirebilmekti.

Bu tasarımlar bazan 18. ve 19. yüzyıl klasik ve neo-klasik kent-mimarisine yapılan göndermelerle mimarinin bir sanat olmasına duyulan özlemi yansıtır. Ama daha çok da 1970’lerin-80’lerin mevcut kent-bina anlayışına karşı, bunun gittiği yeri de gösteren ve uyaran, bilim-kurgusal ve disütopik konseptlerle örülü sert ve sarsıcı bir eleştirellik taşır. İlginç olan bu tasarımların 1970’ler-80’lerin içi boşalmış Sovyetlerindeki kent-bina anlayışındaki kapitalizasyon zihniyetini yakalamış olmaları ve bunun üzerinden yalnızca mevcut SB rejimine karşı değil bir bütün olarak tekelci kapitalist kent anlayışına karşı bir eleştirellik ile evrensellik kazanmış olmalarıdır. Nitekim bu eleştirel konsept-tasarımlar, dönemin SB rejiminden tabii ki rağbet görmezken, (aynı eleştirinin muhatabı olduklarını gören) Batı emperyalist kapitalist güçlerine de bunları istismar etme şansını vermediler. Ama katıldıkları tüm uluslararası mimari tasarım kongre ve yarışmalarında, muhalif mimar örgütlerinden büyük bir ilgi gördüler.

Demir, beton, otomobil yığınları alemi büyüdükçe insanlar, sanat, çevre-ekoloji aleminin küçüldüğü disütopik kapitalist kent-mimari anlayışının keskin eleştirisi itibarıyla bugün her zamankinden daha güncel bu “Kağıt Mimarisi” tasarımları daha fazla bilinmeyi, incelenmeyi ve tartışılmayı hakediyor.

 

 

 

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *